Her bebek için en ideal besin kendi annesinin sütüdür.Yaşamın ilk 6 ayı
başka ek bir gıdaya gerek yoktur. Anne sütü alan bebeğe D vitamininden
başka bir şey verilmez.
Annenin ilk sütü (ağız:kolostrum) bebeğin ilk aşısıdır.
Süregelen adetlerin aksine
İLK SÜT HER BEBEĞE MUTLAKA VERİLMELİDİR...Anne sütü bebeği, ishal, grip, idrar yolları iltihabı ve barsak parazitlerinden korur...
Normal
doğum yapan her annede, doğumdan hemen sonra bebeğin çıplak olarak
annenin memeleri üzerine yatırılması, anne-bebek ilişkisinin hemen
başlamasına, bebeğin huzurlu olmasına, emme başlayınca sütün daha erken
ve bol gelmesine neden olur...
Sezaryenle doğumla, anestezinin
etkisinin devamı ve annenin ağrılı olması gibi nedenler, sütün gelmesini
bir süre geciktirirse de bebeği en kısa zaman içinde annesine verip
emzirmeye başlatılmalıdır...
Doğumdan sonra bebeğin anne ile aynı odada kalması emmesini kolaylaştırır...
Bebeğin,
meme ucunu emmeye başlaması ile hipofiz bezinden süt yapımını sağlayan
prolaktin adlı hormon salgılanır. Bebek ne kadar fazla emerse, bu
hormonun etkisi ile bir sonraki emzirmede o kadar fazla süt yapılmış
olur..
Annenin yemesi, içmesi, dinlenmesi dahil
HİÇBİR ŞEY SÜT YAPIMINI BEBEĞİN MEMEYİ EMMESİ KADAR ARTTIRAMAZ.Annenin
bebeğini görmesi, onunla birlikte olması, dokunması, sesini duyması
sütün salınmasını sağlarken, bebeğinden ayrı kalmak, ağrı, endişe, sütün
yetmediğini düşünmek gibi olumsuzluklar sütün akmasını engeller..
Anne
sütünün bebeğe yetip yetmediğini anlamanın tek yolu, bebeğin kilo
takibidir. Duygusal yaklaşımlarla bebeğin doymadığına kanaat getirerek
ek besinlere erken geçmek, beraberinde birçok sorunu da birlikte
getirecektir....
Emzirme bebek her istedikçe, gece ve gündüz sık aralıklarla yapılmalıdır...
Özellikle gece emzirmeleri bebeğin beslenmesi ve bununla birlikte gelişmesi için önemlidir..
Yaşamın özellikle ilk iki ayında gece emzirmelerine önem verilmelidir...
Emzirmeden önce ve sonra meme temizliği çok önemlidir..
Kaynamış soğutulmuş su ile ıslatılan gazlı bezle memeler her seferinde iyice temizlenmelidir..
Gözlemlerimizin çoğunda annelerin, gece emzirmelerinde temizlik konusunda erindikleri saptanmıştır..
Sonuçta
anne memelerinde çatlama ve yaralar oluşmakta, anne çektiği acıdan
dolayı emzirememekte, göğüsler sütle dolup gerilmekte ve çatlak ve
yaraların acısına gerilme ağrıları da eklenmektedir...
Anne sütüne kavuşamayan bebek ise aç kalmaktadır..
Temizliğe
dikkat edilmemesi sonucu bebeklerin ağzında başlayan pamukçuklarda
(moniliasis) bebeğin emerken acı duymasına neden olmakta ve huzursuzluğu
artmaktadır...
Her emzirmede, memeden sona doğru gelen sütte yağ miktarı artar ve bu, bebekte doygunluk hissi yaratır ve bebek memeyi bırakır..
Bu nedenle her emzirmede yalnızca bir meme verilmeli ve o meme tamamen boşalmadan diğerine geçmemelidir...
Bebek emme sırasında memenin başı ile birlikte koyu kahverengi kısmını ağzına almalıdır...
Emmeye hazırlanan bebek, meme ucunu tutarken saldırır gibidir..
Memeyi kavradığı an, hızla emmeye başlar ve doygunluk hissi ile memeden ayrılır...
Yeni doğan döneminde hemen her bebekte gördüğümüz sarılıkların bir kısmı anne sütüne bağlıdır..
Anne
sütünün 1-2 gün kadar kesilmesinin sarılığı azalttığı görülmüşse de,
anne sütünün kesildiği dönemlerde bebeğin başka besinlerle beslenmesi,
anne sütünün koruyucu etkilerinin olması ve anne sütü sarılığının hemen
hiçbir zaman tehlikeli düzeylere çıkmaması göz önüne alınarak
SARILIK
DURUMLARINDA ANNE SÜTÜNÜN KESİLMESİ ÖNERİLMEMEKTEDİR...İNEK SÜTÜ
ANNE SÜTÜNÜN SEÇENEĞİ DEĞİLDİR !
Süt çocukluğunda en önemli alerjik
besin inek sütüdür ve yakınmalar genellikle ilk 2-3 ayda görülür...
Çoğunda kusma, ishal ve karın ağrısı vardır..
Genellikle inek sütü ile beslenenlerin barsaklarında mikro kanamalar oluşur ve bu da demir eksikliğine neden olur...
Ani
bebek ölümleri, diş çürümeleri, orta kulak iltihabı, büyüme ve gelişme
problemleri inek sütü ile beslenenlerde sık karşılaşılan hastalıklardır.