Doğum olayına yaklaşım, çağlar içinde büyük değişime uğramıştır.
''Ağrısız Doğum'' un keşfi ile doğum, anne adaylarının hafızasında
şiddetli ağrı verici bir olay olmaktan çıkmıştır.
Teknolojik
gelişmelerin, ameliyat teknik ve materyallerinin gelişmesi, anestezi
komplikasyonlarının giderek azalması ile sezaryen, giderek daha fazla
uygulama alanı bulmuştur.
Günümüzde doktorlar arasında bile,
hangi yöntemin üstün olduğu tartışma konusudur. Anne ve baba adaylarını
gebeliğin son dönemlerine girdikçe en çok düşündüren konuların başında
doğum şeklinin nasıl olacağı gelmektedir.
Normal doğum veya sezaryen olmasını belirlemekte;1)Ailenin isteği (özellikle annenin isteği)
2)Fetüsün
ve gebenin izlenmesi sırasında anne ve bebeğin yaşam kalitesi ve yaşam
devamlılığı için gereken yöntemin doktor tarafından belirlenmesi
3)Doğumu yaptıracak kurum ve kuruluşların yaklaşımı etkili olan majör faktörlerdir.
NORMAL DOĞUMFizyolojik
bir olaydır. Doğum sonrasında anne birkaç saat içerisinde normal
aktivitesine dönebilmekte ve bebeğini çok kısa bir sürede emzirmeye
başlayabilmektedir. Böylece anne ve bebek arasındaki duygu temasının
daha kısa sürede başladığı ve daha güçlü olduğu söylenmektedir. Bebeğin
akciğerleri normal doğumda soluk alıp vermeye daha hazırlıklı
olmaktadır.
Olası komplikasyonlar:Normal doğum takibi özellik taşır, ani problemlere hazırlıklı olunmalıdır.
Bebek aniden strese girebilir, kalp atımları yavaşlayabilir.
Bebeğin başı doğduktan sonra bebeğin omuzu annenin pelvis kemiklerine takılabilir.
Doğumun herhangi bir aşamasında sezaryene hazırlıklı olunmalıdır.
Ender
de olsa doğum süresi uzaması sonucu bebek oksijensiz kalabilir ve zeka
(mental), motor fonksiyon geriliğine neden olabilir.
Hızlı ve iri bebek doğumlarında yırtıklar olabilir.
Bu durum ileride vagenden dışkı gelmesi ya da idrar kaçırma şikayetlerine neden olabilir.
Bu komplikasyonlarla karşılaşmamak için doğumun hastanede takibi en uygun yaklaşımdır.
Doktorun
doğum sırasındaki uyarıları dikkate alınmalı ve gereğinde anne ve
bebeğin sağlığını riske atmamak için doğum yönteminin
değiştirilebileceği fikrine hazırlıklı olunmalıdır.
Normal doğumun ne zaman olacağı saat ve yer olarak belirlenemez.
Doğumun
uygunsuz zaman ve ortamda başlayabileceği, hastaneye yetişememe veya
doktoruna ulaşamama korkusu anne adaylarını sezaryene yöneltmektedir.
Normal doğumda şiddetli ve uzun süreli doğum sancısı çekileceği korkusu da anneyi sezaryene yönlendirebilir.
Günümüzde popülarite kazanan ağrısız doğum bu korkuyu bir dereceye kadar azaltmıştır.
SEZARYENSezaryen,
çok yakın geçmişte bir doğum şekli değil de, bir komplikasyon olarak
kabul edilmekteydi. Oysa bir çok durumda sezaryen hem anne hem de bebek
için hayat kurtarıcı olabilen bir doğum şeklidir. Doğum travması, bebek
açısından en az düzeye inmiştir. Normal doğumda anne adayı ve doktoru
bekleyen olası kötü sürprizlerin bir çoğu sezaryenle azaltılmıştır.
Özellikle belli durumlarda sezaryen kaçınılmazdır:• Bebek ile doğum kanalı arasındaki belirgin uyumsuzluklar (Baş-pelvis uygunsuzluğu; iri bebek, çatı darlığı),
• Doğum sırasında bebekte hipoksi bulguları (Fetal Distres),
• Bebeğin doğum kanalına uygun pozisyonda girmemesi (Makat, ayak, yan geliş),
• Anne adayı önceden sezaryen, myom ameliyatı gibi rahim operasyonu geçirmişse,
• Plasenta previa , ablasyo plasenta tespit edildiğinde,
• Ağrı zaafı (doğumu sağlayacak rahim kasılmalarının yetersizliği),
• Doğumun acil sonlandırılması gerektiğinde (ağır preeklampsi, eklampsi gibi),
• Doğumun beklenen şekilde ilerlememesi,durumlarında sezaryen uygulanır.
Son
yıllarda sezaryenle doğumlarda büyük artış göze çarpmaktadır. Bunun
başlıca nedeni anne adaylarının kendilerinin sezaryen olmak istemesidir.
Anneler normal doğumdan korkmaktadır.
Sezaryen sonrası hastanın
kendine gelip bebeğini emzirmeye başlaması 2-3 saatte olur ve hastanın
normal yaşamına dönmesi 4-5 gün sürebilir. Zaman zaman dikiş yerlerinde
ağrı olabilir, enfeksiyon gelişebilir.
Sezaryen, sonuç olarak bir
cerrahi girişimdir. Her cerrahi müdahale gibi riskler taşır. Mesane ve
barsaklar gibi komşu organların dikkatle korunması, uygun ameliyat
tekniği, antibiyotik ile koruma, genel anestezi yerine epidural
anestezinin seçilmesi riskleri en az düzeye indirecektir.
Doğum şeklini, aile-bebek-hekim üçlüsünün kararı belirler.